Arrow : ''The Climb'' bölümü kadar heycanlı olmasa da birbirinden farklı konulara değinilen Arrow dizisi, çoğu izleyenler tarafından beğenildi.. E tabi bazı izleyende beğenmedi. Her ne olursa olsun Arrow'un her bölümünü sevdiğim için sorun yok.. Bazı sahnelerde dayanamadığım da oldu tabi.( Laurel Lance sahneleri -_- ) Yazımız bölümü izlemeyenler için bol miktarda Spoiler içermektedir ;

Tatsu Yamashiro, nam-ı değer ''Katana''.Oliver'a bir süre yardım edem Yamashiro çifti, Oliver Queen 'den de tecrübeliler.. Tatsu bile Ra's ile dişe diş kapışır yani. (Biraz abarttım ama olsun.) Bir süre Tatsu'da, Starling 'e Oliver ile döner sandım ama buz kesen evini bırakmadı. Çizgi romanda da kılıç ile harikalar yaratan Tatsu, tahminimce ileri ki bölümlerde Oliver'a katılır.



Savaşçı kızımız Tatsu 'dan bahsettik ama onun kadar tecrübeli olmayan bir kızımız daha var, Thea! Çok endişeleniyordum o da ok kullanır diye ama şükürler olsun sadece dövüşmeyi biliyor. Babasını yenecek kadar maşallah öğrenmiş, büyük ihtimalle o da Arrow Team 'e katılır.

Malcolm 'un oğlu öldükten sonra Thea ile birlikte çoğu zamanı geçti, hayatının içine etmesine rağmen ona hayla bağlı kalan Thea akıllanacağa benzemiyor.Ama içten sevdiği belli kızını.



Malcolm'dan bahsettiğimize göre konunun derinliklerine inelim. Adam ne yaralıymış ya, bir ara ben bile cidden masum olduğunu sanacaktım. Uzun süre yanlış adamı öldürmüş salak, tam gerçek katili öldürecekken kızına olan sevgisi her şeyi dindirdi tabi. Sırf karısı öldü diye o kadar dövüşmeyi, ok atmayı filan öğrenmiş. Thea'nın bile canını tehlikeye atıyordu ama yavaş yavaş iyiye dönüyor gibi.

Malcolm Merlyn 'in Oliver'a öğretmenlik yapacağı konusuna bir ara girerim.Bu kadar iyi oldu filan diyoruz ama inşallah ilerleyen ki bölümler Arrow Team'a Malcolm katılmaz.



Bu taş-kafa da bir an kendini Polat Alemdar filan sandı herhalde. ''Kuralların nasıl olduğunu biliyorsun'', ''Size bir şans tanıyorum, öldürebilirseniz öldürün.'' filan demeler uçmuş bu adam uçmuş.Usta ama kötü olan okçumuz iki okla halletti iyi ki Vınne Jones'ı ..



Taş-kafa işte ne olacak -_- Neyse gelelim ''Kahraman Şehrimize'', iyi ki ellerinde ok yoktu. Galip gelmiş olsalar da böyle bir kavga çok yanlıştı çok! Ama benim adamım Roy, elinden geleni yaptı.



Roy elinden geleni yaptı da, tam geçen hafta diyordum Laurel düzgün bir insan oluyor adamın ölümüne sebep oldu.Bu arada Laurel hemen başına gitti ama tam olarak öldü mü bilmiyorum, Tatsu 'nun o Oliver'ı kurtardığı şeyden yaparlarsa bilemem tabi orasını.



Birde Vınne Jones ile kavga ederken ''Ben Wildcat''  filan demeler, yaşarsa buda gelir Team Arrow'a benden söylemesi.Şimdi en önemli kısma gelelim, Oliver Queen! Şehrin içine ettiler, bizim Oliver anca geldi ama eninde sonunda gelmesi iyi oldu. Geldikten sonra hemen 2-3 adam vurdu saten, halka sesleniş sahnesi cidden iyiydi saten en çok beğendiğim o sahne oldu.Halka seslendikten sonra bir ara Spider-Man oldu ama neyse söylemiyorum bir şey.


İleri ki bölümlerde yine küçük 1-2 sorunla uğraşsalar da en önemli mesele Ra's Al Ghul tabi ki. Adamdan bir kurtulamadık ya, Oliver Q. demişleyin ; ''O gezegende yaşayan en iyi dövüş ustası!'' .. Kar da Oliver ile dövüşürken dublörü dövüşmüş olsa da yine de iyi teknikleri var.

Saten bu gidişle Oliver tek başına yenemeyecek bu adamı, flashbackler de bile kendi küçücük kızı nasıl dövüşüyor. Birlikteki herkes çok tehlikeli ama ''Yenilmez'' değiller bence.



Oliver'ı görünce boynuna sarılan sonrasında ise ''Sevdiğin kadın olmak istemiyorum.'' diye geçen Olicity sahneleri biraz garipti. Sonunda pes edecek hale gelen Felicity, Oliver'ı görünce havalara uçtu.İşin içine Malcolm girince tabi işler karıştı.

Tamam bende sevmiyorum Malcolm'u ama yapacak bir şey yok. Adam Oliver'ın annesini, %50 babasını, en yakın arkadaşını ve sevdiği kızı öldürmüş az kalsında kız kardeşini öldürüyormuş, hayla trip atıyor. ''Görgüsüz mü, saf mı yoksa salak mı ?'' desem Felicity 'e diye düşündüm ama Laurel Lance ile onu karşılaştırınca kalktım şükür namazı kıldım.