Bende çoğunluk gibi diziyi izlemeden önce ''Acaba başlasam mı?'', ''Acaba güzel midir ?'',''Sıkılır mıyım izlerken?'' gibi sorularla kafamı allak bullak ettim. Sonra fazla uzun olmadığı için izlemeye karar verdim Constantine dizisini.  Peki madem izledim, diğer kardeşlerimde izlesin dedim :)

Genellikle ne zaman bir dizi seyretsem, ''Bu dizi bence izlediğim en iyi diziydi!'' cümlesini kurarım. Sıkıldığım, ileri ki bölümlerinin kötü gideceğini hissettiğim diziyi seyretmem. Ama Constantine dizisini izledikten sonra ''Keşke önceden Hellblazer çizgi romanınıda okusaydım.'' bile dedim.

Çoğu çizgi roman severler için John Constantine 'nin sık olarak sigara içmemesi biraz hayal kırıklığına uğratmış gözüktü ama bence çok uygun ve güzel olmuş. Farklılık yaratmış. Dizide büyü adına bir şey yapılırken, genellikle Hristiyanlık dinine göre dizi ilerlediği için farklı dinlerdeki insanlarda ön yargı oluşturabiliyor biraz. (O konuda biraz bende de olmadı değil.)

KORKU DERECESİ :

Yazıyı yazmama meyil olan kardeşimiz ''Korkunç, korku'' ile ilgili 1-2 kelime söylemişti sosyal medyada. Bende bir düşündüm evet dedim ''Ruhlar, hayaletler, canavarlar filan vardı la bu dizide.'' İzlerken bir korku hiç yaşamadım veya gerilmedim. Dizimizin bölümü Dram, (Fantastik ve Polisiye) evet ama ben bile küçüklüğümden beri sadece 1-2 sefer korku filmi izlemiş insanım. (Korkuyorum abi, ne yapayım.) Bu konuda hayla şüpheleriniz olursa, ilk bölümlerde korku dozunuza göre devam edebilirsiniz diziye.

Yazımızın bundan sonrası ''Spoiler'' değil, genellikle diziyi tanıtma içermektedir ;



DİZİ VE OYUNCU EKİBİ : 


Yaratıcıları David S. Goyer, Daniel Cerone ve Snesha Koorse olan dizimizin yönetmenliğini ise Romeo Tirone, Neil Marshall, John Badham, Nick Gomez ve T.J Scoot gibi isimler yer alıyor. Yapım ekibi kısmını yavaştan bitirirken oyuncularımızın fazla tanıdık olduğunu söyleyemem. Matt Ryan, Charles Halfrod, Harold Perrineau ve Angelica Celaya ise ana kadro olarak oyunculuğu paylaşıyor..

DETAYLAR VE KONU ;

2014 yılında çıkmış olan dizimizin IMDB Puan'ı ise 7.7/10 'dir. (-dur.) ''Dexter'' dizisinin de yaratıcısı, Daniel Cerone ve aynı zamanda ''The Dark Knight'' serisinin senaristliğini yapan David Goyer'ın Constantine dizisinin altında imzaları yatmaktadır. Hellblazer çizgi romanından uyarlandığını da söylemeden geçmeyelim.

Dizimizin konusuna gelirsek : ''Geçmişi günahlarla dolu John Constantine,  uzun süredir bıraktığı işi borçlu ve çok yakın olduğu olan bir arkadaşının kızını kurtarmak için geri döner. ''Peki bu adamın işi nedir?'' diye soracak olursanız, John Constantine bir kara büyü ustasıdır. En yakın arkadaşı Chas ve bir melekle bu işe atılır. Evet yanlış duymadınız bir Melek! İlk başlarda Londra şehrinde olan Constantine, yavaş, yavaş kötü olan melekleri ve iblisleri cehenneme sonsuza dek göndermek için çevre civarlara da gider. Geçmişi acılar ve günahlarla dolu olan John Constatine artık eskisi gibi hayatını bu işe adamıştır.''



Şuanlık sezon finaline giren dizimiz ortalama 42-43 dakika olmak üzere ilk sezonu 13 bölümden oluşmaktadır.  Bu kadar yazmış olduğuma göre cidden beğendiğim bir dizidir. İyi, kötü veya soru amaçlı bütün yorumlarınızı bekliyorum. Yorumlarınız bizler için önemli!

Anahtar Kelimeler : Constantine Dizisi, Constantine Dizisi İncelemesi, Constantine Nasıl Bir Dizi, Constantine Dizisi İzlenmeye Değer mi ?, Constantine Dizi, Hellblazer Çizgi Romanı Dizisi, Dram Dizisi, John Constantine Dizisi, Polisiye Dizi, Fantastik Dizi, Gerilim Dizisi 
Bilim-Kurgu sevenlerden misiniz? Gelecek hakkında sorularınız mı var? O zaman bu diziyi kaçırmayın. Bildiğiniz bütün dizi kalıplarını bir kenara bırakın.Bu dizi de sabit oyuncular yok. Hatta ve hatta bu dizide sabit bir yönetmen yok. Bazen yazarlar bile değişiyor. Her bölümünde farklı bir sorunu temel alan bu diziyi gelin beraber inceleyelim.


Black Mirror (Türkçe adıyla "Kara Ayna") izleyenleri kuşku ve dehşete düşürdüğü kesin. Herkes teknolojinin hayatımızda ne kadar büyük bir rol oynadığını bilir. Peki ya gelecekte? Gelecekte bizi ne gibi yenilikler bekliyor, ne gibi tehditlere mağduruz? Black Mirror bize teknolojinin önüne geçilememesinden kaynaklanan bazen etik, bazen tehlikeli problemleri; üstünde saatlerce düşünebileceğimiz bir şekilde anlatıyor. Bir bölümde sosyal medyaya dem vururken diğer bölümde yetenek yarışmalarının etkileri anlatıyor.


Dizi her yıl 3 bölüm olarak yayınlanıyor. Bazıları bu durumdan ne kadar hoşnut olmasa da eğer sezonda 13-23 bölüm olarak yayınlansaydı izlemeye dayanabilir miydik, bilemiyorum. Çünkü her bölümde hayatımızdaki yanlışlıkları apaçık bir şekilde gösterince hayatımızın ne kadar alçak bir düzende oluştuğunu görünce yıkılmamak elde değil. O yüzden bu dizide 3 bölüm yeterince ideal.

Dizinin adındaki gibi her bölümde bir kara ayna görüyoruz. Bu ayna bazen cep telefonu bazen tablet bazen televizyon oluyor. Black Mirror gittiğimiz yolun yol olmadığını gösteriyor ve her bölüm de sisteme kara ayna tutuyor. Bazen devleti bazen devleti oluşturan bireyleri eleştiriyor. Ve garip olan dizi bu kadar ütopik, anarşist bir yapıda gözükse de asla ve asla bize ne yapmamız gerektiği hakkında bilgi vermiyor. Sadece yanlışlıklarımızı bize gösteriyor. Çözümü sorunu yaratan bizlere bırakıyor.


Daha önce izlediğim hiç bir diziye benzemeyen bu diziyi kaçırmamanızı öneririm. Bu dizi belki de sizin hayata ve geleceğe bakışınızı değiştirecek, daha farklı bir boyutta düşünmeye başlayacaksınız. Bir çok konu üzerinde arkadaşlarınızla saatlerce tartışmalar yapacaksınız. Keyifle izlemeniz dileğiyle.


Anahtar Kelimeler: Black mirror dizisi hakkında izleyici yorumları, black mirror dizisinin fragmanı, black mirror dizisi izlenmeli mi, black mirror kaç sezon sürüyor
Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülüne layık görülen filmi Kış Uykusu'nu inceleyeceğiz bugün.


   Film uzun yıllar tiyatroyla uğraştıktan sonra Nevşehir/Ürgüp'e yerleşerek bir otel işletmeye başlayan ve aynı zamanda yazarlık yapan Aydın Bey'in eşi Nihal ve kız kardeşi Necla'yla olan ilişkilerini ve problemlerini konu alıyor. Kısaca en saf, doğal, kırılgan, hırçın ve zayıf yönleriyle 'insan'ı anlatıyor diyebilirim. Kış Uykusu, izlediğim ilk Nuri Bilge Ceylan filmi. Bu yüzden yazıyı herhangi bir antipati veya sempatiyle yazmıyorum. Film hakkında geçen seneden bu yana çok şey yazıldı, çizildi. Gelin filme bir de benim penceremden bakalım.


   Aydın Bey kibirli fakat kibirli olduğunu kabul etmeyen bir adam. Hayatında hep bir şeyleri değiştirmeye çalışıyor fakat bazen buna cesaret edememesi sebebiyle bazen de hayattaki konumu rahat geldiği için değişim için hiçbir şey yapmıyor. Eşi Nihal ise sıkıştığı dar kafesinde hayatının anlamını muhtaçlara yardım etmekte bulmaya çalışan bir kadın. Eşinden ayrılıp Aydın ve Nihal'in yanlarına yerleşen Necla ise hiçbir iş yapmadığı ve hayatta elle tutulur hiçbir rolü olmadığı halde kardeşine ve Nihal'e saldıran bir zavallı. Üç ana karakterin de kendi içinde çeliştiği özellikleri var. Karakterlerin derinliği; diyaloglar ve hatta çoğu zaman jest/mimikler yoluyla izleyiciye çok başarılı bir şekilde yansıtılmış.


   Esasen film hakkında ne söylesem eksik kalacak. Bu filmi izlerken yaşıyorsunuz. Çünkü olay değil duygu temelinde çekilen, duygulara nüfuz eden bir film. Küçük bir kasabadan yola çıkarak topluma ayna tutulmuş. Shakespeare, Dostoyevski ve Çehov'dan alıntılanan pasajlar filme şiirsel bir hava katmış. Ama bu şairane alıntılar karakterlerin konuşmalarının içine öyle güzel yedirilmiş ki; kimi zaman kendinizi diyalogların içinde buluyor, kimi zaman da oyuncuların arasına karışarak onlarla sohbet etmek istiyorsunuz. Kendinizi ve hayatınızı sorgulatan, izlerken düşündüren derin bir film Kış Uykusu.


   Bunca duyguyu bize yaşatmakta başrol her ne kadar yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın olsa da karakterleri içimize ilmek ilmek işleyen Haluk Bilginer, Demet Akbağ, Serhat Kılıç ve Melisa Sözen'i de tebrik etmeden geçemeyeceğim. Filmde oynamakla kalmamış, filmi yaşamışlar. Bunca iyi oyunculuğun arasında benim gözüme batan nacizane Nejat İşler oldu. Fena değildi belki ama ben onun oyunculuğunu diğerlerine nazaran sönük buldum.


   Çoğu sahnenin 2 kişi arasında geçtiği, uzun tiratların atıldığı ve duygu temeline kurulmuş bir film Kış Uykusu. İnsanın kendiyle kavgaları, ikiyüzlülükleri, duygusal buhranları ve göremediği kibri... Filmin her sahnesi ayrı güzel. "Klasik bir sanat filmi" asla diyemem, çünkü şüphesiz ki derinlikli ve kalburüstü bir film. Herkese hitap etmese de bir şans vermenizi şiddetle tavsiye ederim. Ekşi sözlük'te gördüğüm şu entry filmi izleyip izlememek konusunda size ekstra bir fikir verebilir:



   Özetlemek gerekirse, bir film mükemmelliğe en fazla ne kadar yaklaşabilir sorusunun cevabı: Kış Uykusu. 196 dakikalık (3 saat 16 dakika) uzun film süresi boyunca hiç sıkılmadım, 'ne zaman bitecek' diye düşünmedim ve saate bakmadım. Açıkçası şiir gibi bir filmdi. Eğer bir filmde aradığınız şey bol aksiyon, olay, koşuşturmalar ve sağlam bir aşk hikayesiyse bu filmi muhtemelen beğenmezseniz. Sıkılırsınız demiyorum çünkü sanat filmi diye adlandırdığımız kulvardaki birçok film gibi dakikalarca susan adamlar, uzun uzun çekilen yollar ve sahne boşlukları vs. yok. Benim için yeni dönem Türk sinemasının en iyi ilk 10 filmi içerisine ilk sıralardan girebilecek potansiyeldedir. Aldığı ödülü sonuna kadar hakeden filmiyle nasıl bir 'uyku'da olduğumuzu iliklerimize kadar hissettiren Nuri Bilge Ceylan'a sonsuz teşekkürler!


anahtar kelimeler: nuri bilge ceylan, nuri bilge ceylan filmleri, kış uykusu, kış uykusu konusu, kış uykusu ne anlatıyor, kış uykusu nasıl bir film, dram filmi, dram filmi önerisi, cannes film festivali, altın palmiye
İçinizi ısıtacak, sade ve sakinleştirici bir film mi arıyorsunuz? Size bir tavsiyem var dostlar.

                                          What's Eating Gilbert Grape (Gilbert'ın Hayalleri)

Anlamlı ve sade bir senaryoya sahip filmde, ailesine bakmaya çalışan Gilbert'ın başta kardeşi Arnie olmak üzere aile ilişkileri ve özel hayatı anlatılır. Sizi duygusal anlamda etkileyebilecek aynı zamanda bazı şeyleri daha net anlamanızı sağlayacak filmde Johnny Depp ve Leonardo DiCaprio yer almaktadır.

Filmin en dikkat çekici tarafı ise şuan Hollywood'un en önemli isimlerinden olan Johnny Depp ve Leonardo DiCaprio'yu 22 yıl önce aynı filmde buluşturmasıdır. Bu iki ismi de seviyorsanız filmi mutlaka izlemelisiniz.


Gilbert Grape : Filmin ana karakteri olan Gilbert'ı Johnny Depp oynuyor. Filmin ilk dakikalarında Johnny Depp'in performansını biraz tutuk buldum ancak filmde dakikalar ilerledikçe onun performansı da iyice arttı. Bize önemli ve iyi bir karakter sunduğu kesin.


Arnie Grape : Sanırım izleyenleri en çok etkileyen Arnie karakteridir. Filmi izledikten sonraki haftalarda aklımda hep Arnie vardı. Leonardo DiCaprio bu rolde insanların duygularına dokunuyor. Çok saf, temiz kalpli ve sevimli bir karakter yaratan DiCaprio ayrıca oldukça inandırıcıydı.Ayrıca bu performansından sonra Oscar'a aday olur.
Benim filmde en çok sevdiğim karakter Arnie Grape'di.

Küçük ve Sade bir senaryoya, Büyük ve Tanıdık bir oyuncu kadrosunun eşlik ettiği, Güzel ve Tatlı bir film izlemek isteyen herkese What's Eating Gilbert Grape'i öneriyorum. :) Umarım Beğenirsiniz, İyi Seyirler...



Filmi izleyenlerin yorumlarını merak ediyoruz. Görüşlerinizi bekliyoruz. Görüşmek Üzere.


  Film izlemeyi herkes sever ama konusunun ne olduğunu bilmek ise izleyicilerin filmi daha rahat izlemesine yardımcı olur. Filmin içinde geçen olayları tam olarak da anlatırsak izlerken bir şey hissetmeyeceğiniz de bir gerçek. Bununla beraber filmin konusu tür ile aynı kalmakla aşktır.


  Liseye giden Hatice kasabaya yeni taşınan elit bir aile çocuğu olan Tarık’ ı görür ve içten içe ona gönlünü kaptırır. Hatice biraz erkeksidir. Yani çocuklarla futbol bile yapmaktadır. Buna çok kızan babasını dinlemeyen Hatice köydeki insanların bir kafes içinde yaşadıklarını düşünmektedir. Hayatlarını yaşayamadıklarını düşünen Hatice Tarık’ ı tanımasıyla hayatında hiç yapmaya tenezzül bile edemeyeceği olayların temelini atar. Hatice’ nin ablası da Tarık’ ı gördüğü andan beri ona karşı aşık olur. Hatice ile Tarık müzik çalışmalarına başlar fakat Tarık’ ın ailesi Hatice’ yi basit gördüğü için onu istemezler.bunun üzerine gençlerimizin yoluna engel koyan bu kasabadan bir anda aldıkları karar ile kaçarlar ve müzik hayatlarında başarılı adımlar atarlar.


  Gençlerimizin kaçışı üzerine Hatice’ nin babası kalp krizi geçirir ve ölür. Bunun üzerine Hatice den nefret duyan ablası ona bir daha mektup yollamaz. Kaçarken ablasının şiir defterini de alan Hatice onun sözleri ile şarkılar yazıp satmaya başlar. Dolandırılan Hatice yıllar sonra kasabaya evlerine döner ve annesinin öldüğünü öğrenir. Ablası ilk başlarda çok kızar fakat sonradan onu bağrına basar ve alzheimer olan kardeşine çocuk gibi bakar.  Bu olayları konu olan filmin izleyici kitlesi oldukça fazladır.


Anahtar kelimeler: unutursam fısılda, hatice, tarık, romantik film, aşk, unutursam fısılda filmiyle ilgili yorumlar, unutursam fısılda izleyici yorumları, unutsam fısılda başarısı
Hindistan’da ilk hareketli imajlar oluşturma çabası, 1892’de Mahadeo Patvardhan ve iki oğlu tarafından gösterilmiştir. Hindistan, ilk sinema gösterimi yapan Asya ülkesidir. Lumiere kardeşler 7 Temmuz 1896’da ilk kez Bombay, Watson’s Hotel’de film gösterimi gerçekleştirdiler. Bunlar kısa metrajlı filmlerdi. Elle boyanmış ilk renkli film de yine Bombay’da Tivoli Tiyatro’sunda 1897’de gösterildi (filmin adı Can-Can Dansı idi).



Hintliler 1912 ile 1998 yılları arasındaki 86 yıl içinde tam 30.500 filme imza attılar. Bunlar yaklaşık 30 ayrı dil ve lehçede idi. 1998’de yapılan 693 filmden 153’ü Hindi, 133’ü Tamil, 124’ü Telugu, 72’si Kanarez, 69’u Malayalam, 48’i Bengali, 19’u Oriya, 18’i Marathi, 15’i Gucarati, 11’i de Pencabi dillerindeydi.

Hollywood'dan sonra dünya'nın ikinci büyük sinema endüstrisine sahiptirler . Hindista'nın ilk filmi 'Raja Harishchandra'nın (King  Harishchandra) ,Hindistan sinemasının  babası olarak bilinen Govind  Phalke'nin yönetmenliğinde 1913'te çekildi . 




Govind Phalke çalışırken (solda)

Dünyanın hemen her bölgesinde izleyiciye sahip Bollywood , özellikle Güney Asya ülkelerinde büyük bir hayran kitlesine sahip . 
Hint aktör ve aktrisler arasında da dünyaca ünlü isimler yer alıyor . Bunlardan en tanınanı , güzelliğiyle göz kamaştıran Aishwarya Rai .


Bollywood dışında da bazı filmlerde oynayan Aishwarya Rai 'nin büyük bir hayran kitlesi var .

Kendine has danslarıyla da meşhur olan Hint Sineması , 'Slumdong Millionaire' filmiyle tanınırlığını iyice artırdı . 


Danny Boyle'un yönetip Simon Beaufoy'un yazdığı 2008 Britanya yapımı Akademi ödüllü film, Hint yazar ve diplomat Vikas Swarup'un Boeke Ödülü sahibi ve Commonwealth Yazarları Ödülü adayı "Q and A" adlı kitabından uyarlandı.
Filmin başrollerinde Dev Patel, Anil Kapoor ve Saurabh Shukla yer aldı. Loveleen Tandan daha sonra yapım aşamasında yaptığı önemli katkılar nedeniyle yönetmen Danny Boyle tarafından filmin ortak yönetmeni olarak ilan edildi.


Film Telluride Film Festivali ve Toronto Uluslararası Film Festivali'ndeki gösterimlerin ardından 12 Kasım 2008'de sınırlı olarak gösterime girdi ve birçok övgü ve ödül kazandı, ardından 26 Aralık 2008'de Birleşik Devletler'de ve 9 Ocak 2008'de Birleşik Krallık'ta geniş çapta gösterime girdi. Filmin Hindistan galası 22 Ocak 2009'da Mumbai'de yapıldı. Slumdog Millionaire, Eleştirmenlerin Seçimi Ödülleri'nde aday gösterildiği altı dalın beşinden ödül aldı. Film 11 Ocak 2009'da En İyi Drama Filmi Ödülü de dahil aday gösterildiği dört kategoride de ödülün sahibi oldu. Film ayrıca BAFTA Ödülleri'nde aday gösterildiği on bir dalın yedisinde ve Akademi Ödülleri'nde aday gösterildiği on dalın sekizinde ödül sahibi oldu.
Yeni Kuşak hint sineması gelenekselin dışında filmlerle de dikkat çekiyor . Bunu örneklerinden biri 'Murder 3 ' isimli film 



Randeep Hooda, Aditi Rao Hydari, Sara Loren'in oynadığı filmde üç kişilik bir aşk öyküsü anlatılıyor.

HİNT SİNEMASI'NIN ÖNEMLİ OYUNCULARI 

 AAMİR KHAN  ( 14 MART 1965 )                                                                                                                                                                                             

Aamir Khan için Hint sinemasının 'Tom Hanks'i denilir . Oynadığı ve yönettiği filmlerle 7'den 70'e herkesin beğenesini kazanan oyuncu 30 KASIM 2011'de UNİCEF'in ulusal barış elçisi seçilmiştir . Aamir Khan yapımcılığını yaptığı filmleri 'Aamir Khan Productions'un elinden çıkarmaktadır . Bollywood'un en çok para kazanan oyuncusu konumundadır . 

SHAHRUKH KHAN ( 2 ARALIK 1965 )




Bollywood'un en çok sevilen ve takip edilen oyuncularından olan Shahrukh Khan  '' Bollywood'un Kralı ' ünvanını taşımaktadır  .  2005  yılında Hint Sinemasına kazandırdıklarından dolayı Padma Shri ile ödüllendirilmiştir . Oyunculuğunun yanında yapımcılık , sosyal aktivisliği de yapan oyuncu Khan Dreamz Unlimited  ve Red Chilles Entertaiment adlarında iki yapım şirketine sahiptir .Bunların yanında Kolkata Knight Riders isminde bir kriket takımı ortağı olan oyuncu, motor sporlarında da Super Series isimli takımın da sahibidir. 2008 yılında Newsweek Khan’ı dünyanın en güçlü 50 ismi arasında göstermiştir. MY NAME İS KHAN filminde olduğu gibi bir Hindu ile evlidir .Dünyada en fazla hayranı bulunan Oyuncu olduğu tahmin edilmektedir .(Yarım Milyar). Kendisi takdire şayan bir oyuncudur .

AMİTABH BACHCHAN ( 11 EKİM 1942 )


Amitabh Bachcman  1970'lerin başında ' öfkeli genç adam ' olarak Bollywood Sinemasında ün saldı . Amitabh Bachchan’ın kariyerini seçmesinde tiyatro ile ilgilenen annesinin payı oldukça büyüktür. Filmlerde rol almasını teklif eden annesidir.Kendisini  , Slumdog Millionaire'de bir imzasını alabilmek uğruna tuvalet çukuruna atlanan oyuncu olarak izledik. 2005 yapımı Black  filmi ile izleyenlerde büyük bir etki yaratmış ve filmi izleyen herkes hayran kitlesi konumuna gelmiştir. Sholay filmiyle Hindistan'da yeri yerinden.Filmin sonunda ölünce kıyamet kopmuş, seyircinin baskısı ile esas adamımızın ölmediği ikinci versiyonu çekilmiştir.

KAREENA KAPOOR ( 21 EYLÜL 1980 ) 


Daha çok ünvanı Bebo olarak da bilinmektedir.Kareena Kapoor, Bollywood  filmlerinin en çok takip edilen ve beğenilen aktrislerindendir .Kariyeri boyunca 9 kez aday olduğu Filmfare Ödülü’nü 6 kez kazanan oyuncu, rol aldığı film türlerinde de önemli mesafeler kat etmiştir.1951 yılındaki Awaare filmiyle tüm dünyada gönüllerde taht kuran ünlü aktör Raj Kapoor’un torunu olan, Randhir Kapoor, Babita ve ablası Karisma gibi film sektöründe yer alan önemli bir ailede dünyaya gelen Kareena, çok genç yaşlardan itibaren flaşların önünde yer alıyordu. Ancak ilk oyunculuk deneyimini 2000 yılında Refugee filmi ile yaptı. 2001'de rol aldığı Kabhi Khushi Kabhie Gham, o yıl deniz aşırı ülkelerde önemli bir market başarısı elde etti ve o tarihe kadar da en önemli ticari başarılardan biri oldu.Güzel oyuncu 2007 yılında Jab We Met filmindeki rolüyle Filmfare En İyi Kadın Oyuncu ödülüne layık görüldü. Tüm zamanların en büyük hasılatını yapmış olan 3 Idiots filmindeki rolüyle olumlu eleştiriler aldı. Daha sonra Golmaal 3, Bodyguard, Ra.One gibi başarılı filmlerde de rol alan Kareena, Hint film endüstrisinin en önemli aktrislerinden biri oldu.

Özel yaşamında ise 2007 yılından itibaren kendisi gibi oyuncu olan Saif Ali Khan ile birlikte olan oyuncunun birlikteliği halen devam etmektedir.

 KAJOL MUKHERJEE ( 5 AĞUSTOS 1975 )


Oyunculuk hayatının başlangıcında 'Baazigar' filmiy'le kendisini tanıtdı.1995'den kendisini şanslı olarak görebilen Kajol, o zamanki yeni ama başarılı olan yönetmen Aditya Chopra'nın 'Dilwale Dulhaniya Le Jayenge' filminin Başrolünü oynama şansınKajol Bollywood aktör Ajay Devgan ile evli. 'Kabhi Kushi Kabhi Gham'dan sonra 5 sene hiç film çekmemesine rağmen, ailesine ve kızı Nysa'ya(*20.Nisan 2003) kendisini adamak istediği için, 2005'de yine gazetelerin başlıklarında yer aldı, çünkü elmas satan bir firma için reklam yapıp, kendi kocasıyla da reklam filmi çekti.

2006 yılında 'Fanaa' (tercüme: imha) ile sahneye büyük bir geri dönüş yaptı. Yönetmen Kunal Kohli ve filmde baş rol arkadaşı Aamir Khan. Kör bir Kaşmir'den gelen kızın rolünü oynadığı için, çok ödüller kazandı.ı yakaladı. Film büyük bir başarı ile sinemalara girdi ve Hint sinemasında alışılmadık bir derecede uzun süre oynadı. Mumbai'daki bir sinemada 12 senedir hiç durmadan bu film yayınlanmakta. Aktör Shahrukh Khan ile Kajol şu altı film'de - Baazigar (1993), Karan Arjun (1995), Dilwale Dulhania Le Jayenge (1995), Kuch Kuch Hota Hai (1998) ve Kabhi Khushi Kabhie Gham (2001), My Name İs Khan (2010) başarılı bir çift oldular.

  EN İYİ 3 HİNT FİLMİ 

1) 3 İDİOTS 



Bütçe 1,645,502 $
Hasılat 80,000,000 $

2) MY NAME İS KHAN 



Bütçe 12,000,000 $
Hasılat 42,345,360 $

3) Kahaani



Bütçe 1.460.000 $
Hasılat 18.930.000 $
-----

Benim çok sevdiğim ve beğenerek izlediğim Bollywood'i sizlere elimden geldiğince anlatmaya çalıştım  . Bu benim ilk yazım hatam olmuşsa affola :) Bu yazıyı sizlere ulaştırmam da büyük emeği olan Ali Arslan'a şükranlarımı sunuyorum .

Anahtar Kelimeler: Son zamanların en iyi hint yapımı filmleri, boolywood filmleri hakkında her şey, en iyi bollywood filmleri, hint filmleri ve oyuncuları hakkında bilgiler, dünyanın en iyi hint yapımı fimleri
Yıl 2023 Amerika . .. İşsizlik %5'in altında... Suç yok denecek kadar az... Her yıl daha az insan açlık sınırının altında yaşıyor. Bunların tek bir sebebi var. Arınma Gecesi... 

Orjinal ismi The Purge: Anarchy olan  2014 yılında vizyona  giren bu film büyük kitlelerde yankı uyandırdı. Serinin 2. filmi olmasına rağmen birinci filmi izlemeden de kolaylıkla anlaşılabilir.(Örneğin ben ilk olarak bu filmi izledim) Olay örgüsü bağlantısı yok hatta karakterlerin hepsi farklı ilk filmden.


Konuya değinmeden size Arınma Gecesi'nin ne olduğundan bahsediyim. Amerika'nın yeni hükümetinin getirdiği bir uygulama bu. Arınma Gecesi insanların yılda bir gece bütün nefreti kusmalarına olanak sağlıyor. O gece insanlar istediği her şeyi yapmakta özgür oluyor. Cinayet,hırsızlık,tecavüz... Bunların hiçbiri suç sayılmıyor o gece. 

Konuya gelecek olursak; daha önce hiç tanışmamış olan 3 farklı grup o gece farklı sebeplerden dışarıda kalıyor.Ve hepsi Arınma Gecesinin en şiddetli yaşandığı yer olan şehrin merkezinde karşılaşıyor. Aralarındaki biri oğlunun intikamını almak için yola çıkması dışında hiçbiri arınmak (içindeki nefreti kusmayı) istemiyor. Tek istedikleri gece boyunca hayatta kalmak. Film bu grubun arınmak için gelen diğer gruplarla mücadelesini ele alıyor.

Diğer konu belli bir kesim bu uygulamanın sadece evsiz,işsiz ve içinde suçluluk barındıran insanların ölmesi için olduğu düşünüyor. Ve hükümetin bu uygulamasına karşı çıkıyor. İşte bu nokta da işin içine Anarşi dahil oluyor.



Spoiler vermekten kaçındığım için daha fazla olaylardan bahsetmeyeceğim. Yönetmen koltuğunda James DeMonocan Başrollerini ,Frank Grillo,Carmen Ejego,Zach Gilford,Kiele Sanchez,Zoe Soul'un paylaştığı film arkasında bir çok soruyu getirdi. Acaba böyle bir uygulama yapılabilir mi,ne kadar etik olur? Belki de bu yüzden birçok insanın dikkatini çekti.

Filmi ilk boş vaktinizde izlemenizi tavsiye ederim. İzlenmeye,vakit ayırmaya değecek bir film kesinlikle.




Bu benim ilk film hakkındaki yorumum,eleştirilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.:)

Merhabalar saygı değerli takipçilerimiz,

Yeni bir film yazımızla daha sizlerleyiz. Ancak bu yazımız biraz daha farklı çünkü bunu direk olarak bendeniz yani Can dostunuz yazmamakla birlikte; sitemizi sürekli takip eden ve o güzel yorumlarını eksik etmeyen arkadaşlarımızdan 2'sinin yazdığını belirtmek isterim. Oldukça iyi bir çalışma yapan bu 2 dostuma öncelikle sizin huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. İlk defa böyle bir bloga yazı yazdıklarını belirten bu 2 arkadaş, yazı için yaklaşık 6 haftalarını verdiklerini belirterek; siz değerli TipAdam ailesine bu yazıyı armağan ettiklerini belirttiler. Yazı normalde 30 film şeklinde değil de 50 film şeklinde hazırlanmıştı ancak yazının kalitesini arttırmak ve geri kalan 20 yazıyı da farklı bir şekilde ''ilerleyen günlerde'' kullanmak adına, böyle bir paylaşıma girmeye karar verdik ve gördüğüm kadarıyla da oldukça hoş olmuşa benziyor.. :))





30. Can Dostum (The İntouchables)

Size bir soru ''Dört yanı felçli birini nerede bulursunuz?'' Beni çok etkileyen bir filmdir Can Dostum. İzlerken hiç bitmesini istemediğim 10 saat olsa izleyeceğim birkaç film arasında. Philippe ve Driss’in dostluğu, atışmaları, şakalaşmaları, Driss’in Philippe’e suyu uzatması, paraşüt sahnesi... Her anı her sahnesi müthiş. Şuan yazarken bile bir tebessüm belirdi yüzümde. Bir yanda zengin, felç ve yeni bakıcı arayan Philippe diğer yanda cezaevinden yeni çıkmış, Philippe ile zıt karakterli iş arayan Driss. Bu iki zıt insanın hayatını anlatan dram türü filmi kaçırmamalısınız. Bu arada sorumun cevabı ''Bıraktığınız Yerde''

Sevdiğimiz Replikler

-Yaşamak için başkalarına güvenmeye zorlanmak nasılmış?


İmdb Puanı: 8.6           Bizim Puanımız: 8.6


29. 6. His (The Sixth Sense)

Süper bir senaryo, süper oyunculuklar, süper bir final, süper ve iddialı bir gizem-gerilim filmi 6.His... Sizde fark etmişsinizdir 8 yaşındaki Cole'u oynayan Haley Joe Osment çok iyi ve profesyonel duruyordu filme ayrı bir tat kattığı kesin.

Sevdiğimiz Replikler

-I see dead people.

İmdb Puanı 8.2         Bizim Puanımız 8.6


28. Umudunu Kaybetme ( The Pursuit of Happyness)

Will Smith'in başrolde oynadığı gerçek bir hikâyeden uyarlanan bu filmde Will Smith (Chris), babalık görevini sevgi ve özenle yerine getirmeye devam eder. Oğlunun da kendisine karşı duyduğu sevgi ve güveni karşısına çıkan engelleri aşmak için kullanır.

Filmde bazı sahneler var ki göz yaşlarınıza hakim olabilmeniz imkansız hale geliyor bu da bu filmi kaçınılmaz kılan özelliklerinden birisi. Film şu anda dert ettiğiniz çoğu şeyin aslında ne kadar küçük ve önemsiz olduğunu görmenize neden olması için bile izlenmeye değer...

Sevdiğimiz Replikler  

Bir tane adam denize düşmüş.. Ordan geçen bir tekne yaklaşmış yardım etmek istemiş adam kabul etmemiş.. \"Hayır Tanrım beni kurtarır\" demiş.. Sonra bir tekne daha gelmiş, adam yine aynı şeyi \"Hayır Tanrım beni kurtarır\" demiş  ve reddetmiş.. Adam ölmüş, cennete gitmiş, Tanrı\'nın huzuruna çıkmış.. Adam: O kadar bekledim, neden beni kurtarmadın? demiş.. Tanrı: Sana iki tane tekne gönderdim ya salak..!

İmdb Puanı 7.9              Bizim Puanımız 8.6 



27. Cesur Yürek ( Braveheart)

Efsanedir ve her zaman efsane kalacaktır. Kesinlikle en iyi savaş filmlerinden biri. Mel Gibson Wiiliam Wallace ı oynamamış yaşamış. Replikler, müzikler finali… Her saniyesi Harika gerçekten çok fazla yorum da yapamıyorum. Şu zamana kadar izlemeyen varsa çok şey kaybetmiştir bence hemen gidip izleyin. Başyapıt kelimesini çok kullanmamaya çalışıyorum ama bu film benim için Altın Harflerle BAŞYAPIT.

Sevdiğimiz Replikler

-Hayali barıştı ve sevdiği kadın.

-Bir ev ve çocuk diledim,

Ama özgür değilsen bunların hiçbir anlamı yok.

-İngiltere’ye deri dönün. Ve onlara söyleyin. İskoçya’nın kızları ve erkekleri artık ait değil.

-Herkes ölür ama herkes gerçekten yaşamaz.

İmdb Puanı 8.4         Bizim Puanımız 8.6





26. Sevginin Gücü (Leon The Professional)

Öncelikle şunu vurgulamalıyım ki, Leon birçok kişi için ''ilk 5'te yer alması gereken'' filmlerden biri olabilir ve bizim için de ciddi anlamda saygı duyulan bir filmdir. Filme karşı o kadar ilgi var ki, çok eski bir yapım olmasına rağmen efsaneleşmesinden kaynaklı halen unutulmuyor ve izlenmeye de devam ediyor. Kendimizce yaptığımız en iyi 30 film arasında 26. sıradan giriş yapması sizi lütfen şaşırtmasın, biz zaten EN İYİ 30 filmi sizler için derledik. Sıralamayı çok fazla düşünmeseniz de olur yani, hepsi birbirinden kaliteli filmler zaten. Filmi film yapan insanın beynine kazınan önemsiz gözükse de günlük hayatta karşılaştığında da filmi hatırlatan imgeler. Leon'un bitkisine olan sadakati mesela,karşılıklı içilen sütler.. Hayatınızda da uygulayın, biz bu hayatı böyle şekilde biraz daha hafifleştiriyoruz diyorlar resmen. Final sahnesi akıllara kazınan filmlerdendir ayrıca. Mathilda bitkiyi köklerine götürürken arkadan bir anda çalmaya başlayan Sting-shape of my heart müziği... Mathilda ve Leon’un aşkını anlatan bu film mutlaka izlenmeli.

Sevdiğimiz Replikler

Mathilda: Leon sanırım sana bir şekilde âşık oluyorum. Bu başıma ilk kez geliyor, biliyor musun?

Leon: Daha önce hiç âşık olmadıysan bunun aşk olduğunu nereden biliyorsun?

Mathilda: Çünkü Hissediyorum

Leon: Nerede?

Mathilda: Karnımda. Sıcacık. Hep orada bir yumru vardı. Ama şimdi geçti.

İmdb Puanı 8.6           Bizim Puanımız 8.6



25. Sil baştan (Eternal Sunshine of Spotless Mind)

Aşk filmlerinin en unutulmaz çiftlerinden birisi bu filmdedir. Joel ve Clementine, Joeli canlandıran kimdir Jim Carrey. Jim Carrey gerçekten komik ama bence yaratıcı ve güzel senaryolara sahip filmlerde oynadığı zaman daha da başarılı oluyor. Yanındaki kimdir Kate Winslet... Harika gerçekten Kate Winslet'in filmde sahilde koşarken denize dönerek kollarını açma sahnesini de çok severim ama nedenini hala anlamadım. J

Film güzel bir çifte, güzel bir senaryoya, güzel repliklere, güzel bir sunum tarzına sahip izlenecek en iyi aşk filmlerinden birisidir.

Sevdiğimiz Replikler

-Neden bana birazcık ilgi gösteren her kadına âşık oluyorum? 
-Birini aklınızdan silebilirsiniz ama onu kalbinizden atmak başka bir hikâyedir.


 İmdb Puanı 8.4           Bizim Puanımız 8.6


24. Yağmur Adam ( Rain Man )

Zaman zaman güldüren zaman zaman hüzünlendiren çok güzel zaman geçirtecek 10 numara bir film. Sinema tarihinin unutulmaz karakterlerinde biri de filmde yer alan ve gönülleri fet eden Raymond’dır. Bu filmi izleyip Raymond’ı sevmeyen var mıdır? Bence yoktur. Dustin Hoffman Raymond karakteri ile Oscar kazanmış ve salon tarafından hak ettiği şekilde tebrik edilmiştir.

Bu filmi çok geç izlediğim için pişman olmuştum bence sizde boş zamanınızı Rain Man ile doldurun. Pişman olmazsınız.

Sevdiğimiz Replikler

-Kmart.
-Ben çok iyi bir sürücüyüm.
-Oh no! V-E-R-N

İmdb Puanı 8.0                  Bizim Puanımız 8.7






23. Guguk Kuşu(One Flew Over The Cuckoo’s Nest)

İnsanı derinden etkileyen anlamlı bir filmdir. Oyuncular harika. Özellikle Jack Nicholson. Filmde anlatılanlar diğer filmlere göre daha anlamlı. Filmin yapım yılına bakıp izlemeyenler ya da izleyip beğenmeyenler var onları anlayamıyorum doğrusu.

Sevdiğimiz Replikler

-Denedim, değil mi? En azından denedim.

İmdb Puanı 8.8      Bizim Puanımız 8.7




22. Amerikan Güzeli (Amerıcan Beauty)

Filmi izledikten sonra biraz durdum ve düşündüm, bizim güzellik olarak gördüğümüz şeyler nelerden değerli olabilir. Uğruna çabaladığımız onca şey aslında en kadar değerli. Belki şuan tam kavrayamıyoruz, belki şuanda herkesin güzellik dediği şeyi güzellik olarak kabul ediyoruz, belki sistemlere göre hareket etmek zorundayız ama merak etmeyin bir gün bizde anlayacağız  Bizce Amerikan Güzelini mutlaka izlemelisiniz. En güzel filmlerden birisi. Kevin Spacey de her zamanki gibi harika.

Sevdiğimiz Replikler

-Today is the first day of the rest of my life
-Ölmeden önceki tüm hayatın gözünün önünden geçermiş. Her şeyden önce o bir saniye, saniye falan değil…

İmdb Puanı 8.5       Bizim Puanımız 8.7





21. Gladyatör (Gladiator)

Russell Crowe hayranlığı uyandıracak filmdir. Filmin son sahnesindeki heyecanın ve müziğin yükselişi beni çok etkiledi. Eminim filmin sonunda herkeste duygu zirve yapmıştır. Filmin oyunculukları 10 numara ve en güzel müziklerden birine sahip.

Sevdiğimiz Replikler

-Benim adım Gladyatör…

İmdb Puanı 8.5                 Bizim Puanımız 8.7


20. Akıl Oyunları ( A Beautiful Mind )

Bir Russell Crowe filmi daha. Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki bu filmi izlemediyseniz asla ve asla konusunu veya özetini okumayın sadece izleyin. Russell Crowe' un yine harikalar yarattığı bir film olan A Beautiful Mind filmi gerçek bir hikâyedir, bu da filmi daha ilgi çekici kılıyor. Benim izlediğim en ilginç ve en etkileyici filmlerden birisidir. Kesinlikle tavsiye ederim.

Sevdiğimiz Replikler

- Hayatta hiçbir şeyden kesinlikle emin olamazsın John, hayatta emin olman gereken tek şey bu! 

- Bir dahi, sorudan önce cevabı görür.

-Tanrı ressam olmalı, yoksa bu kadar çok renk olmazdı değil mi?


İmdb Puanı 8.2         Bizim Puanımız 8.7





19. Bir Rüya İçin Ağıt (Requim For A Dream)

En çok etkilendiğimiz filmlerden biridir diyebiliriz film psikolojimizi dağıttı adeta.1,2 gün etkisinde kaldık kendimize zor geldik. Bağımlılığın bu kadar sert anlatıldığı müziğinin bile sinir bozduğu başka bir film göremezsiniz. Mutlaka izlenmeli belki hayatımızda izlediğimiz en iyi film değil ama en çok etkileyen filmlerden birisi olacaktır. Film izleyicilere sert bir tokat atarak gerçeği öğretiyor. Bu film çok tehlike olmuş J Süper…

Sevdiğimiz Replikler

Marion: Can you come today?
Harry: Soon…

İmdb Puanı 8.4        Bizim Puanımız 8.8




18. Kara Şövalye ( The Dark Knight)

Tartışmasız en iyi süper kahraman filmidir. Film bizce mükemmel. Filmin bu kadar sevilmesinin ve başarı yakalamasının birçok nedeni var. Yönetmen Christopher Nolan, Batman ve Alfred karakterlerinin performansı, arkadaki gerilimi adım adım arttıran başarılı ses... Ve dahası. Fakat en büyük etki Heath Ledger’In bizim için kusursuz Joker performansıdır. Heath Ledger Jokeri o kadar iyi aktarmış, oynamıştı ki. Sinema tarihinin en başarılı kötü karakteri hatta en iyi yardımcı oyuncu performanslarından birini yaratmıştır. Ölümü gerçekten çok kötü oldu onun filmlerini izleyince bu kadar iyi bir aktörü daha fazla görememek bizi üzüyor. Söylediğimiz gibi bu kadar artısı olan bir film sinema tarihinde az bulunur. Her fırsatta izlenmeli…

Sevdiğimiz Replikler

 -Eğer bir şeyde iyiysen, asla bedavaya yapma

-Neden bıçak kullanıyorum biliyor musun? Tabanca çok hızlı. Böylece küçük anların tadına varıyorsun

-Why so serious?

İmdb Puanı 9.0    Bizim Puanımız 8.8





17. Ucuz Roman (Pulp Fiction)

Pulp Fiction diğer filmler gibi değildir. Tamamen farklı, öncelikle ilk izlediğimizde bi garipsedik ne oluyor diye fakat sonra araştırdıkça, yeniden izledikçe ve üstünde düşündükçe güzelleşti. Etrafımızda da görüyoruz imdb puanının 9.0 olması beklentiyi çok yükseltiyor ve bittikten sonra bazen olumsuz tepkiler geliyor. İmdb Puanının 9.0 olmasının sebebi diğer bu tarz filmlere öncü olması ve yarattığı farklılık.

Bunun dışında filmin oyuncuları çok iyi gerçekten, senaryosu ve senaryoya bağlı karakterler harika en çok Jules karakterini sevdik, tek bir sahneden oluşan ve uzun diyalogların kaliteli repliklerin geçtiği konuşma sahnelerini çok beğendik müzikleri de çok güzel normal hayatta da dinliyoruz JAslında Tarantino’yu yeni yeni tanıyoruz filmlerinin birbiri ile bağlantılı olduğu, Tarantino’nun filmlerinde küçük roller aldığı, ( tıpkı Pulp Fiction gibi), birkaç çekim taktiğini her zaman kullanıldığı filmlerinde komedi oyuncularına yer verdiğini ve bu gibi birçok şeyi yeni yeni keşfettik hoşumuza gitti aslında.

Bu liste bittikten sonra Tarantino izlemeye devam edeceğiz.Bizce izlerken zevk alınacak zekice yapılmış bir film Pulp Fiction izlemelisiniz.

Sevdiğimiz Replikler

- Say something to me.
+ Something.   

İmdb Puanı 9.0         Bizim Puanımız 8.8       

                     





16. Geçmişin Gölgesinde (American History X)

Önyargılar ve ırkçılık üzerine çok şeyler söyleyen müthiş bir film. Verilen mesajlar çok anlamlı. Başından sonuna kadar merak uyandırıyor ve asla temposunu düşürmüyor. Bu başyapıtı izlemediyseniz hiç düşünmeden izleyin. Ve unutmayın ki.." Öfke bi yüktür, hayat sürekli kızgın yaşanmayacak kadar kısadır ve buna kesinlikle değmez."

Sevdiğimiz Replikler

-Yaptıkların sana daha iyi bir yaşam sundu mu?

-Simdi dinleyin zencilerden nefret edeceğiz. Bugün yapacağımız tek iş zencilerden nefret edeceğiz. Tüm gün zencilerden nefret edeceğiz. Zenci nedir bilmiyorum ama onlardan yine de nefret ediyorum.

İmdb Puanı 8.6       Bizim Puanımı 8.8





15. Yedi (Se7en)

 Böyle bir polisiye olamaz. Filmin bizim için 2 büyük artısı vardı 1-Brad Pitt-Morgan Freeman-Kevin Spacey üçlüsüne sahip olması. 2-Çok yaratıcı ve sürükleyici bir senaryoya sahip olması. Filmin her anı güzeldi fakat filmde ne zaman Kevin Spacey gözüktü film uçtu gitti... En güzel sahneler onun bulunduklarıydı. Onun o soğukkanlılığından ürktük doğrusu. 

Son sahneleri nefesimizi tutarak izledik. Film bittikten sonra da ''vay beee'' olduk.J Gerçekten polisiye türünün en iyilerinden gerek kadrosu gerek senaryosu gerek finali harika. Filmde cinayet masasındaki iki dedektifin bir seri katili durdurmaya çalıştığı Se7en ı mutlaka izleyiniz. Özellikle de polisiye Se7enler.

Sevdiğimiz Replikler

-Dünya güzel bir yer ve de uğruna savaşmaya değer. Ben cümlenin ikinci yarısına katılıyorum.

-What's in the box?

İmdb Puanı 8.7             Bizim Puanımız 8.8





14. Not Defteri (Notebook)

İzlediğimiz en güzel aşk filmi. Noah-Allie karakterlerini oynayan Ryan Gosling-Rachel McAdams ikilisi ile film kusursuz çifti yakalamış. Notebook denince aklımıza ilk Noah-Allie çifti geliyor. Filmin her sahnesinde bir aşk kokusu var. Film çok hoş dakikalara sahip mesela lunapark, yolda dans etme, kuğuların arasından kayıkla geçme sahneleri ve daha fazlası. Film bittikten sonra izleyicileri aşkın en uçlarında bıraktığı da kesin. İzledikten sonra filmin etkisi birkaç gün daha devam etti ve şuan yazarken bile filmin farklı bir havası olduğunu hissediyoruz.

Sevdiğimiz Replikler

-İf yo’re bird, I am bird.

-Lanet olsun birilerinin ne istediğini bırak! Sen ne istiyorsun?

İmdb Puanı 8.0              Bizim Puanımız 8.9





13. Özgürlük Yolu (Into The Wild)

Her şeyi bırakmak ve doğanın içinde yaşamak sadece sen, yeşil, güneş ve gökyüzü… Para yok, sınav yok, rekabet yok… Gerçekten bize çok cazip geliyor. İnto The Wild bizim en çok beğendiğimiz gerçek hayattan uyarlama filmlerden birisidir. Christopher McCandless’ın hayatının anlatıldığı filmi mutlaka izlemelisiniz.

Sevdiğimiz Replikler

-Düşüncelerimi anlatan kelimelerin git gide anlamsızlaştığını fark ettim.
-Denizin tek hüneri şiddetli darbelerdir ve ara sırada olsa kendini daha güçlü hissetme şansı…
-Ben estetik düşkünü yalnız bir gezginim.

İmdb Puanı 8.2             Bizim Puanımız 8.9





12. Olağan Şüpheliler( The Usual Suspects)

Şeytanın yaptığı en büyük kurnazlık tüm dünyayı yaşamadığına inandırmakmış sonra birden yok olmuş’ filmin özeti bu. Kevin Spacey'nin gözünden anlatıldığı bu film muhteşem kurgusu ve gizemiyle ünlüdür. Filmin  aktarılışı ile her şey olağan hale geliyor. Adı üstünde Olağan Şüpheliler. İzleyin ve görün. J

Sevdiğimiz Replikler

-” Ajan Quinn: Keyser Soze’den korkuyor musun?

Verbal Kint: Keaton bir keresinde “Tanrı’ya inanmam ama ondan korkarım” demişti. Ben Tanrı’ya inanıyorum ve beni korkutan tek şey Keyser Söze… 

-Who is Keyser Söze?

-Şeytanı arkasından nasıl vurabilirsin? Ya ıskalarsan?

İmdb Puanı 8.7        Bizim Puanımız 8.9



11. Schindler’in Listesi (Schindler’s List)

Türünde diğer filmlere göre her zaman 1 adım önde olacaktır. Filmde mesaj arıyorsanız var, oyunculuk istiyorsanız var, yönetmen ustalığı arıyorsanız var ve en önemlisi filmde insaniyet var. Son sahneler insanı üzüyor, boğazını düğümlüyor gerçekten en iyi kapanış sahnelerinden birisi. Hani daha fazlasını kurtaramadım diye ağlıyorsun ya Schindler o her şeyi anlatıyor işte. O kadar fazla can kurtardın ki aslında... Bir insanın hayatını kurtaran aslında tüm dünyayı kurtarır.

Sevdiğimiz Replikler

-Öldürme yetkisine sahip olup da öldürmüyorsan güçlüsündür.

-Daha fazla insanı kurtarabilirdim. Bu araba. Satsam, Goeth bu arabayı alırdı. Arabayı neden satmadım ki? On kişi ederdi. On kişi. On kişi daha. Bu rozet, iki kişi. Bu altın. İki kişi. Buna karşılık bana iki kişi verirdi. En azından bir. Bana bir kişi verirdi, bir kişi daha. Bir insan daha. Bir insan, Stern. Bunun için… Daha fazlasını kurtarabilirdim. Kurtarmadım ! Kurtarmadım ! 

İmdb Puanı 8.9      Bizim Puanımız 9.0



10. Yeşil Yol (The Green Mile)

Başlangıçta şunu söylemek isterim ki Film tarihinin en başarılı dönemi 90lardır.90larda yapılan filmlerin senaryoları özgün, yaratıcı ve başarılıdır. Filmler insanın içine işler, unutulmayacak duygular yaratır. Muhteşem oyunculuklar ortaya çıkar. 90'lar bir başka gerçekten. Listemizde de fark ettiyseniz 90 lı yılların filmleri yoğundur. Şuan 90lardaki gibi izleyiciler hitap eden filmlerin yapıldığını düşünmüyorum geneli gişe amaçlı sanki ( tabi büyük istisnalar var onlar ayrı).Yeşil Yol'a gelecek olursak o da 90’lı yılların tüm özelliklerine sahiptir. Film her filme söylediğimiz gibi gene çok güzel J

Film güldürmeyi de ağlatmayı da başarmıştır. Oyunculuğuna hayran olduğumuz Tom Hanks ve sinema tarihinin unutulmaz karakterlerinden birini oynamış Michael Clarke Duncan yer alır. John Coffey karakteri filmin en iyilerden birisi olmasının temel sebeplerinden biri, o insanları iri vücudu ile korkutur ama aslında insanlar bilmezki John Coffey’nin büyük bir vücudu kadar büyük bir kalbi de vardır.

Sevdiğimiz Replikler

-Yoruldum patron…
-Karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapatma.

İmdb Puanı 8.5                   Bizim Puanımız 9.0





9. Can Dostum (Good Will Hunting)

Konuşmaktan ve anlatmaktan en çok keyif aldığım filmlerden birisi Good Will Hunting. Filmi çok sevmemin sebebi uzun ve etkileyici diyalogların olması. Şunu söyleyebilirim ki benim için en iyi ikili diyaloglara sahip filmdir. Diyaloglardaki mesaj ve kaliteli replik sayısı çok fazla. Bir ara filmdeki diyalogları ezberleyip Robin Williams'ın park sahnesini taklit etmeye bile çalışmıştım ama nerde o yetenek. Konu açılmışken Robin Williams bu filmde olağanüstü gerçekten. 

Filmin senaryosunu Matt Damon ve Ben Affleck yazmıştır. Gerçekten o yaşlarda böyle bir senaryo yazmaları yetenek gerektiriyor. Onlar da kendini kanıtlamışlar zaten. Filmde en sevdiğim bölümlere gelecek olursam. Sean'un Will'e parkta yaptığı ders verici konuşma, Will'in iş görüşmesindeki ‘Neden bizle çalışmayasın’ sorusuna cevabı ve Will'in cafede ukala üniversiteliye zekâsı ile haddini bildirmesidir.

Sevdiğimiz Replikler

-Mükemmel değilsin. Seni şüpheden kurtarayım tanıştığın o kız da mükemmel değil. Asıl soru birbiriniz için mükemmel olup olmadığınız.

-Your move chief.

İmdb Puanı 8.2        Bizim Puanımız 9.1




8. Köstebek (The Departed)

Bir gün sinema sektöründeki en başarılı erkekler bir araya gelip tek bir film çıkarmak istemişler. Yönetmen koltuğunda Martin Scorsese yer almış. Oyuncular Leonardo Dicaprio, Matt Damon, Mark Wahlberg ve Jack Nicholson’imiş. Yapımcı olarak da Brad Pitt yerini almış. Bu ustalar filmi yapıp bitirmişler... Sonra izleyiciler filmi izlemiş. Filmi izlerken sahnelerde hangi yıldıza bakayım diye kararsız kalmış hepsi. Filmin son dakikaları ise harikaymış. Herkes bir anda şaşırıp ne olduğunu anlamaya çalışmış. Film bittikten sonra izleyiciler bu kadar güzel bir polisiye filminin çok nadir bulunacağına karar vermiş. İzlemeyenlere de şiddetle tavsiye etmişler tabii.

                                         -SON-

Film bize gerek oyuncu kadrosu gerek yönetmen ustalığı gerek senaryo gerek de müthiş finali ile masal gibi gelmiştir.

Sevdiğimiz Replikler

-Kibir insanı kör eder.

-İnsan kendi yolunu kendi çizer. Kimse sana eliyle vermez. Kendin almak zorundasın.

İmdb Puanı     8.5       Bizim Puanımız 9.1





7. Akıl Defteri (Memento)

İzlerken çok yorulduğumuz film. J

Film sizi düşündürmeye zorluyor, size bir senaryo değil bir yapboz sunuluyor, Leonard ne zaman hafıza kaybı yaşasa sizde yaşamış gibi oluyorsunuz. Bu açıdan film harika yapıldığını ve bir zekâ ürünü olduğu anlıyoruz. Bunda da senarist ve yönetmenin kalitesi ortaya çıkıyor. Nolan kardeşler... Şu zamanın en kaliteli filmlerini yaptıkları kesin, kötü filmleri yok. Memento filmini izlerken kendinizi kafa yorarken ve soru işaretleri ile karşılaşırken bulacaksınız ama Türünün en iyi filmlerinden birisini izleyeceksiniz.

Sevdiğimiz Replikler

-Seni unutmam gerektiğini hatırlayamıyorum

-Natalie: What's the last thing that you do remember?

Leonard Shelby: My wife...

İmdb Puanı 8.5         Bizim Puanımız 9.2





6. Prestij(The Prestige)

Are you watching CLOSELY?

Rekabet, intikam, aşk, hırs...

Birbiri ile rekabet içinde bulunan 2 sihirbazın, hayatları, aralarındaki mücadeleleri, buldukları yeni numaraları, aşk hayatları, işleri için göze aldıkları, kayıpları, ipuçları, şifreleri, son bir numara için fedakârlıkları ve prestijleri...

Rekabetin duygusunun çok iyi aktarıldığı her sahnesinde farklı bir sürprizle karşılaştıran ve neler olacağını çoğu zaman yanlış tahmin ettiren Hugh Jackman ve Christian Bale'ın başrollerini paylaştığı Yönetmen koltuğunda Christopher Nolan’ın olduğu bir filmden bahsediyoruz... Oyunculuk Senaryo ve Yönetmen başarısı ile bir başyapıt. Finalinde ise her şeyin mükemmelliğe ulaştığı film... Hilenin sırrını arıyorsunuz, ama bulamazsınız. Çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. Siz sırrı bilmek değil, kandırılmak istiyorsunuz...

Sevdiğimiz Replikler

-Her sihirbazlık numarası üç bölüm ya da perdeden oluşur. Birincisi “Vaat” bölümüdür…

-Abracadabra.

  İmdb Puanı 8.5              Bizim Puanımız 9.3





5. Dövüş Kulübü ( Fight Club )

 Fight Club hayatımda izlediğim en iyi repliklere sahip filmlerden birisidir. Bu filme "Fight Club" adından dolayı önyargıyla yaklaşan birçok kişi olduğunu biliyorum ama bu düşündüğünüzün aksine bir dövüş filmi değil bir yaşam felsefesinin filme aktarılmış halidir. Fight Club çok ince detaylarla çok şey anlatabilen nadir filmlerden biridir. 

Başrolleri Brad Pitt ve Edward Norton'un paylaştığı bu film Imdb sıralamasında ilk 10'a giren ve bunu sonuna kadar hak eden bir başyapıttır. Kadrosuyla, müziğiyle, muhteşem replikleriyle benim en etkilendiğim filmler arasındadır. Bu filmin müziklerini tekrar vurgulamak isterim ve filmden sonra da dinlemenizi tavsiye ederim. Fight Club yaşamın sıkıcılığının ve kapitalizmin üzerinde durup, insanın hayatını yaşaması gerektiğini göstermiştir bizlere.

Sevdiğimiz Replikler

-  Dövüş Kulübü’nün birinci kuralı… Dövüş Kulübü hakkında konuşmayacaksınız.

-Sahip oldukların sonunda sana sahip oluyor.

-Kim olduğunuz ne işiniz belirler ne de bankada ne kadar paranız olduğu. Ne bindiğiniz araba ne de cüzdanınızın içindekiler.

-Ancak her şeyi kaybettikten sonra her şeyi yapmakta özgür oluruz.

İmdb Puanı 8.9              Bizim Puanımız 9.3



4. Forrest Gump

Belki zeki bir insan değil Forrest ama kendinden zeki insanların başaramayacağı şeyleri başarır. Belki zeki bir insan değil Forrest ama büyük ve temiz bir yüreğe sahip. Belki zeki bir insan değildir Forrest ama aşk nedir iyi bilir... Tom Hanks'in büyük başarısı ile Hollywood'un en güzel meyvelerinden birisidir Forrest Gump. Birçok sahnede güldürebilen son sahnelerde ise ağlatabilen bir film bir Başyapıt. Şu ana kadar Forrest Gump'ı izlemediyseniz ilk fırsatta izlemelisiniz.

Film hakkında kısaca bir şeyler söylemek gerekirse de; Forrest, çikolata yemeyi, ping pong oynamayı, koşmayı çok sever ve sadece 3 şeye inanır. 

1- Tanrı'ya    
2- Annesine 
3- Jenny'e.

Sevdiğimiz Replikler

-My Momma always said,’’Life was like a box of chocolates. You never know what you’re gonna get.’’

-Run, Forrest! Run!

- Sen aptal mısın?

+Aptalca şeyler yapan aptaldır.

- Ben zeki bir adam değilim ama aşkın ne olduğunu çok iyi biliyorum.

İmdb Puanı 8.8                Bizim Puanımız 9.3


3. Başlangıç (Inception)

Yakın tarihte yapılan açık ara en iyi film.Türünün en İYİSİ. Gördüğümüz en iyi bilim kurgu senaryosu. Müthiş bir yaratıcılık.Rüya içinde rüyalar... Senaryosunun mükemmel oluşunun  yanında oyuncu kadrosu ve kalitesi de müthiş. Yönetmen Christopher Nolan ise, şu aralar sinemanın en iyi yönetmeni ve senaristi diyebiliriz. İnsan üstü bir zekası var. Bütün filmleri harika ve sıra dışı yeni çıkan filmlerini dört gözle bekliyoruz.Hans Zimmer'in soundtrackları da filmin kalitesine 1 kat kalite daha katmış.

İnception yaptığı finaliyle, Nolan'ın efsanevi başarısıyla, senaryosuyla, oyuncu kadrosu ve performanslarıyla 2000’li yılardan itibaren yapılan en iyi filmdir.

Bu başarıyı yakalayacak başka bir film şuan daha çıkmamıştır fakat çıkmasını çok diliyoruz ve de İnception yapımının başarısını geçecek bir film çıkarsa o da Nolan kardeşlerin elinden çıkan başka bir yapım olacağı görüşündeyiz. Filmi övmek için kelimeler, sıfatlar yetmez.Altın harflerle bir Başyapıt !

Sevdiğimiz Replikler

-Durun, şimdi tam olarak kimin bilinçaltına giriyoruz?
-Rüya görmek neden bu kadar önemli ki? +Rüyalarımda hala birlikteyiz.

İmdb Puanı 8.8            Bizim Puanımız 9.4





2. Baba (The Godfather)

Yapılalı 40 yıldan fazla olmasına rağmen hala orijinalliğini koruyan birçok konuda kendini kanıtlamış ve sinema tarihinde devrim yaratmış bir filmden bahsediyoruz.

Kadrosu süper oyunculuklar ise olağanüstü ve kusursuz. Özellikle Marlon Brando Vito Corleone karakterini oynamamış adeta Vito Corleone'ye hayat vermiştir. Her bakışı, her hareketi ve ses tonu ile bir anlam belirtiyor. Böylece sinema tarihinin en başarılı karakterlerinden birisi olduğu kesin. Müzikleri ise filmin ayrılmaz bir parçası. Film, tarihi bir soundtrack'a sahip.

Gelmiş geçmiş en iyi mafya filmi olmasının yanında aile bağları çok iyi işleyen bir Başyapıttır.

Sevdiğimiz Replikler

- Ona reddedemeyeceği bir teklif sunacağım.
- Ailesiyle vakit geçirmeyen adam gerçek bir ‘adam’ değildir. 
- Keep your friends close, your enemies closer.
-  Para silahtır ama siyaset, tetiği ne zaman çekeceğini bilmektir.

İmdb Puanı 9.2         Bizim Puanımız 9.5





1. Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption)

Imdb'de 1. sırada yer alan The Shawshank Redemption bizim listemizde de 1. sırada bulunuyor. Bize göre yapılan en kusursuz filmlerden birisidir. Gerek kadrosu, gerek oyunculuklarıyla çok başarılı. Filmde genç ve başarılı bir bankacı olan Andy Dufresne, karısını ve onun sevgilisini öldürmek suçundan ömür boyu hapse mahkûm edilmesi ve Shawshank hapishanesine gönderilmesi anlatılıyor. Bu filmin normal hapishane filmlerinden biri olarak düşünebilirsiniz ama tamamen öyle değil. Ayrıca en iyi sonla biten filmlerden biri olduğunu düşünüyoruz.

Shawshank Redemption bir klasik bir efsane bir başyapıt.

Sevdiğimiz Replikler

-Umarım arkadaşımın elini sıkabilirim, umarım pasifik düşlerimde olduğu kadar mavidir.
-Unutma Red, umut iyi bir şeydir, belki de en iyisi. Ve iyi şeyler asla ölmez.
-Brook was here , so was red…

İmdb Puanı 9.3              Bizim Puanımız 9.6



Not : "En iyiler listesi" linkine tıkladıktan sonra, 5 saniyelik geri sayımın bitmesini bekleyin ve daha sonra "Reklamı Geç" yazısına tıklayın. "Reklamı geç" yaptıktan sonra sayfa açılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Son zamanların en iyi 30 yabancı filmi, yazın izlenmesi gereken en iyi yabancı filmler, ölmeden izlenmesi gereken en iyi yabancı filmler, sıkıntıdan kurtulmaya yarayacak filmler, 2014 yılının en iyi film sıralaması, 2015 yılının en iyi yabancı film sıralaması, dünyanın en iyi 30 yabancı filmi, en komik yabancı film sıralaması, aksiyon türündeki en iyi filmlerin sıralaması