Kış Uykusu (2014) Filmi Hakkında Görüşler, Konusu Ve Film Eleştirisi

14:30 | 0 yorum

Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülüne layık görülen filmi Kış Uykusu'nu inceleyeceğiz bugün.


   Film uzun yıllar tiyatroyla uğraştıktan sonra Nevşehir/Ürgüp'e yerleşerek bir otel işletmeye başlayan ve aynı zamanda yazarlık yapan Aydın Bey'in eşi Nihal ve kız kardeşi Necla'yla olan ilişkilerini ve problemlerini konu alıyor. Kısaca en saf, doğal, kırılgan, hırçın ve zayıf yönleriyle 'insan'ı anlatıyor diyebilirim. Kış Uykusu, izlediğim ilk Nuri Bilge Ceylan filmi. Bu yüzden yazıyı herhangi bir antipati veya sempatiyle yazmıyorum. Film hakkında geçen seneden bu yana çok şey yazıldı, çizildi. Gelin filme bir de benim penceremden bakalım.


   Aydın Bey kibirli fakat kibirli olduğunu kabul etmeyen bir adam. Hayatında hep bir şeyleri değiştirmeye çalışıyor fakat bazen buna cesaret edememesi sebebiyle bazen de hayattaki konumu rahat geldiği için değişim için hiçbir şey yapmıyor. Eşi Nihal ise sıkıştığı dar kafesinde hayatının anlamını muhtaçlara yardım etmekte bulmaya çalışan bir kadın. Eşinden ayrılıp Aydın ve Nihal'in yanlarına yerleşen Necla ise hiçbir iş yapmadığı ve hayatta elle tutulur hiçbir rolü olmadığı halde kardeşine ve Nihal'e saldıran bir zavallı. Üç ana karakterin de kendi içinde çeliştiği özellikleri var. Karakterlerin derinliği; diyaloglar ve hatta çoğu zaman jest/mimikler yoluyla izleyiciye çok başarılı bir şekilde yansıtılmış.


   Esasen film hakkında ne söylesem eksik kalacak. Bu filmi izlerken yaşıyorsunuz. Çünkü olay değil duygu temelinde çekilen, duygulara nüfuz eden bir film. Küçük bir kasabadan yola çıkarak topluma ayna tutulmuş. Shakespeare, Dostoyevski ve Çehov'dan alıntılanan pasajlar filme şiirsel bir hava katmış. Ama bu şairane alıntılar karakterlerin konuşmalarının içine öyle güzel yedirilmiş ki; kimi zaman kendinizi diyalogların içinde buluyor, kimi zaman da oyuncuların arasına karışarak onlarla sohbet etmek istiyorsunuz. Kendinizi ve hayatınızı sorgulatan, izlerken düşündüren derin bir film Kış Uykusu.


   Bunca duyguyu bize yaşatmakta başrol her ne kadar yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın olsa da karakterleri içimize ilmek ilmek işleyen Haluk Bilginer, Demet Akbağ, Serhat Kılıç ve Melisa Sözen'i de tebrik etmeden geçemeyeceğim. Filmde oynamakla kalmamış, filmi yaşamışlar. Bunca iyi oyunculuğun arasında benim gözüme batan nacizane Nejat İşler oldu. Fena değildi belki ama ben onun oyunculuğunu diğerlerine nazaran sönük buldum.


   Çoğu sahnenin 2 kişi arasında geçtiği, uzun tiratların atıldığı ve duygu temeline kurulmuş bir film Kış Uykusu. İnsanın kendiyle kavgaları, ikiyüzlülükleri, duygusal buhranları ve göremediği kibri... Filmin her sahnesi ayrı güzel. "Klasik bir sanat filmi" asla diyemem, çünkü şüphesiz ki derinlikli ve kalburüstü bir film. Herkese hitap etmese de bir şans vermenizi şiddetle tavsiye ederim. Ekşi sözlük'te gördüğüm şu entry filmi izleyip izlememek konusunda size ekstra bir fikir verebilir:



   Özetlemek gerekirse, bir film mükemmelliğe en fazla ne kadar yaklaşabilir sorusunun cevabı: Kış Uykusu. 196 dakikalık (3 saat 16 dakika) uzun film süresi boyunca hiç sıkılmadım, 'ne zaman bitecek' diye düşünmedim ve saate bakmadım. Açıkçası şiir gibi bir filmdi. Eğer bir filmde aradığınız şey bol aksiyon, olay, koşuşturmalar ve sağlam bir aşk hikayesiyse bu filmi muhtemelen beğenmezseniz. Sıkılırsınız demiyorum çünkü sanat filmi diye adlandırdığımız kulvardaki birçok film gibi dakikalarca susan adamlar, uzun uzun çekilen yollar ve sahne boşlukları vs. yok. Benim için yeni dönem Türk sinemasının en iyi ilk 10 filmi içerisine ilk sıralardan girebilecek potansiyeldedir. Aldığı ödülü sonuna kadar hakeden filmiyle nasıl bir 'uyku'da olduğumuzu iliklerimize kadar hissettiren Nuri Bilge Ceylan'a sonsuz teşekkürler!


anahtar kelimeler: nuri bilge ceylan, nuri bilge ceylan filmleri, kış uykusu, kış uykusu konusu, kış uykusu ne anlatıyor, kış uykusu nasıl bir film, dram filmi, dram filmi önerisi, cannes film festivali, altın palmiye

Kategori: , ,

0 yorum